Haber Detayı

Nasıl oluyor da faiz düşerken enflasyon yükseliyor!


Bir önceki Merkez Bankası Başkanı faiz indirme konusunda laf dinlemediği gerekçesiyle görevinden alınmıştı. Laf dinlemeyen gönderildiğine göre getirilen belli ki laf dinleyecekti ve nitekim Merkez Bankası hızlı bir faiz indirimine başladı.

Faiz aşağı çekilince enflasyon da düşecekti.

Beklendiği gibi de oldu. Faizin hızla indirildiği dönemde yıllık enflasyonda da belirgin bir düşüş gözlendi. Ama "ufak" bir ayrıntı vardı. Enflasyonun bu dönemde baz etkisi sayesinde düşeceği zaten aylar öncesinden belliydi.

Ne var ki yorumlar tabii ki başka türlü yapıldı.

Faiz düşürülmüş, böylece enflasyon da düşmüştü.

Demek ki neydi; faiz düşürülünce enflasyon da gerilerdi, bu ilişki kanıtlanmıştı.

Ya son aylar?

Ya sonra? Son üç aydır olanlar...

Faiz gerilemeye devam ediyor ama enflasyon yükselmeye başladı.

Daha önce de yazdığımız gibi bazıları gol pası kıvamında "Faiz aşağı çekildikçe enflasyonun da ineceğini söylüyordunuz ve gerçekten de faiz düşürülünce enflasyon da geriledi, ne diyorsunuz" şeklinde sorular icat etmeye başlamışlardı.

Büyük bir "yaratıcılıkla" bu soruları soranlar acaba şimdi son oranlara bakıyorlar mı?

Ne oldu? Hani faiz düşürülünce enflasyon da geriliyordu.

Ama son üç ayda eğilim tümüyle tersine döndü.

Ekimde Merkez Bankası'nın ortalama fonlama maliyeti yüzde 15.76, o ay itibarıyla yıllık TÜFE artışı yüzde 8.55 düzeyindeydi. Merkez Bankası'nın faizi yıllık TÜFE'nin tam 7.21 puan üstündeydi.

Aradan üç ay geçti, ocak ayına geldik. Ortalama fonlama maliyeti yüzde 11.20, yıllık TÜFE artışı yüzde 12.15. Fonlama maliyeti lehine olan makas kapandığı gibi artık TÜFE artışı 0.95 puan daha yüksek.

Üç olasılıktan hangisi

Doluya koysak almıyor, boşa koysak dolmuyor! Bu nasıl olur? Üç olasılık mı var acaba?

Birincisi; enflasyon aslında daha düşük ama TÜİK yüksek bir oran açıklıyor ve bu yüzden de faiz aşağı çekildiği halde enflasyon düşmüyor görünüyor.

İkincisi; Merkez Bankası'nın verilerinde bir yanlışlık var, aslında faiz bu kadar düşürülmedi, bu yüzden enflasyon da yüksek seyrediyor?

Ve üçüncüsü; demek ki faiz indirilerek enflasyonu düşürmek mümkün olmuyor.

Son dönemde enflasyonun hızlanmasına yol açacak bir kur şoku da söz konusu değil.

Öyleyse? Şu durumda bu üç olasılıktan hangisi doğru?

Hepsi birbirinden beter! İlk ikisinden biri desek, iki kurumu töhmet altında bırakacağız. Üçüncüyü seçsek bir iktisat teorisi çürümüş olacak.

Enflasyon daha da yükselebilir

Dün de yazdık. Geçmiş yıl eğilimlerine dayandırdığımız varsayım bu şubatta yıllık TÜFE artışının daha da yüksek gerçekleşebileceğini gösteriyor.

Aslında bu durum yılın tümü için geçerli sayılır. Bu yılki TÜFE artışı öyle varsayıldığı gibi yüzde 8'lerde tutulamayacak ve en iyi olasılıkla yüzde 13 dolayında gerçekleşecek.

Biz bir yandan ılımlı da olsa faiz indirimine devam eder ve halen yüzde 11.25 düzeyinde bulunan politika faizini (ocaktaki yüzde 11.20 ortalama fonlama maliyeti) daha da aşağı çekersek faiz düşerken enflasyonun da düşmediği, hatta tam aksine arttığı gerçeğini bir kez daha yaşamış oluruz.  

Alaattin AKTAŞ
 


Bir önceki Merkez Bankası Başkanı faiz indirme konusunda laf dinlemediği gerekçesiyle görevinden alınmıştı. Laf dinlemeyen gönderildiğine göre getirilen belli ki laf dinleyecekti ve nitekim Merkez Bankası hızlı bir faiz indirimine başladı.

Faiz aşağı çekilince enflasyon da düşecekti.

Beklendiği gibi de oldu. Faizin hızla indirildiği dönemde yıllık enflasyonda da belirgin bir düşüş gözlendi. Ama "ufak" bir ayrıntı vardı. Enflasyonun bu dönemde baz etkisi sayesinde düşeceği zaten aylar öncesinden belliydi.

Ne var ki yorumlar tabii ki başka türlü yapıldı.

Faiz düşürülmüş, böylece enflasyon da düşmüştü.

Demek ki neydi; faiz düşürülünce enflasyon da gerilerdi, bu ilişki kanıtlanmıştı.

Ya son aylar?

Ya sonra? Son üç aydır olanlar...

Faiz gerilemeye devam ediyor ama enflasyon yükselmeye başladı.

Daha önce de yazdığımız gibi bazıları gol pası kıvamında "Faiz aşağı çekildikçe enflasyonun da ineceğini söylüyordunuz ve gerçekten de faiz düşürülünce enflasyon da geriledi, ne diyorsunuz" şeklinde sorular icat etmeye başlamışlardı.

Büyük bir "yaratıcılıkla" bu soruları soranlar acaba şimdi son oranlara bakıyorlar mı?

Ne oldu? Hani faiz düşürülünce enflasyon da geriliyordu.

Ama son üç ayda eğilim tümüyle tersine döndü.

Ekimde Merkez Bankası'nın ortalama fonlama maliyeti yüzde 15.76, o ay itibarıyla yıllık TÜFE artışı yüzde 8.55 düzeyindeydi. Merkez Bankası'nın faizi yıllık TÜFE'nin tam 7.21 puan üstündeydi.

Aradan üç ay geçti, ocak ayına geldik. Ortalama fonlama maliyeti yüzde 11.20, yıllık TÜFE artışı yüzde 12.15. Fonlama maliyeti lehine olan makas kapandığı gibi artık TÜFE artışı 0.95 puan daha yüksek.

Üç olasılıktan hangisi

Doluya koysak almıyor, boşa koysak dolmuyor! Bu nasıl olur? Üç olasılık mı var acaba?

Birincisi; enflasyon aslında daha düşük ama TÜİK yüksek bir oran açıklıyor ve bu yüzden de faiz aşağı çekildiği halde enflasyon düşmüyor görünüyor.

İkincisi; Merkez Bankası'nın verilerinde bir yanlışlık var, aslında faiz bu kadar düşürülmedi, bu yüzden enflasyon da yüksek seyrediyor?

Ve üçüncüsü; demek ki faiz indirilerek enflasyonu düşürmek mümkün olmuyor.

Son dönemde enflasyonun hızlanmasına yol açacak bir kur şoku da söz konusu değil.

Öyleyse? Şu durumda bu üç olasılıktan hangisi doğru?

Hepsi birbirinden beter! İlk ikisinden biri desek, iki kurumu töhmet altında bırakacağız. Üçüncüyü seçsek bir iktisat teorisi çürümüş olacak.

Enflasyon daha da yükselebilir

Dün de yazdık. Geçmiş yıl eğilimlerine dayandırdığımız varsayım bu şubatta yıllık TÜFE artışının daha da yüksek gerçekleşebileceğini gösteriyor.

Aslında bu durum yılın tümü için geçerli sayılır. Bu yılki TÜFE artışı öyle varsayıldığı gibi yüzde 8'lerde tutulamayacak ve en iyi olasılıkla yüzde 13 dolayında gerçekleşecek.

Biz bir yandan ılımlı da olsa faiz indirimine devam eder ve halen yüzde 11.25 düzeyinde bulunan politika faizini (ocaktaki yüzde 11.20 ortalama fonlama maliyeti) daha da aşağı çekersek faiz düşerken enflasyonun da düşmediği, hatta tam aksine arttığı gerçeğini bir kez daha yaşamış oluruz.  

Alaattin AKTAŞ