Haber Detayı

İnşaat sektörü, KDV indiriminde süre uzatımı istiyor


.İnşaat sektörü, eylülde sona erecek 10 puanlık KDV indiriminde sürenin uzatılmasını, ardından da yüzde 8’lik oranın kalıcı hale getirilmesini istiyor.

Filiz COŞKUN

15 Temmuz darbe girişimi yanı sıra bölgesel gelişmelerin de etkisiyle durma noktasına gelen inşaat sektörünün canlandırılması amacıyla konutta uygulanan ve eylül ayında sona erecek KDV indiriminde önce süre uzatımı, ardından bunun kalıcı hale getirilmesi isteniyor.

Türkiye’de inşaat sektöründe faaliyet gösteren firmaların çatı kuruluşları ile önde gelen şirketler, KDV indiriminin sektöre büyük katkı sağladığını belirterek, bunun ilk etapta yıl sonuna kadar uzatılmasını, nihai olarak ise kalıcı hale getirilmesini istiyor.

YDA Group Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Arslan
Canlanma istenen seviyeye gelmeden indirim kaldırılmamalı

KDV avantajı birikmiş konut stokunun erimesine büyük katkı sağlarken , sektörün ve piyasaların canlanmasında da önemli bir rol oynadı. Türkiye ekonomisinin lokomotif sektörü inşaat, 300 farklı alt sektörü destekleyen, istihdam yaratmada öncü ve uluslararası pazarda da ülkemizi temsil eden bir sektör. 2016 yılından bu yana içinden geçtiğimiz zorlu süreçte, jeopolitik sıkıntılar ve zorlu ekonomik konjonktürde özellikle gayrimenkul satışlarının artması ve pazarın hareketlenmesi açısından KDV oranlarındaki düşüş oldukça etkili oldu. Tüketici açısından da büyük bir avantaj sağlandı. Hem sektörü canlandıran hem de tüketiciyi sevindiren bu uygulamanın olumlu yansımaları tüm ülke ekonomimize olmuştur. Ayrıca bilindiği gibi kayıt dışı ekonominin ortaya çıkmasında etkin olan vergisel faktörlerin başında vergi oranlarının yüksekliği gelmektedir. Kayıt dışı ile mücadele KDV oranındaki bu düşüşün de olumlu katkı sağladığını söyleyebiliriz.

KDV indiriminin en az 6 ay kadar uzatılması gerektiğini düşünüyorum. Olumlu yansımalarının maalesef sürenin kısıtlı olmasından hem de yaz dönemi konut satışları açısından durgun geçen bir dönemdir, tam hareketliliğin başlayacağı Eylül ayında bu oranın yeninden arttırılması hem sektör temsilcileri olarak bizleri hem de tüketiciyi zor durumda bırakacaktır. Bunun da ekonomimize olumsuz yansımaları olacaktır. Ekonomimizdeki canlanma istenen seviyeye gelmeden, geçici vergi indirimlerinin kaldırılmasının, verilen teşviklerin vaktinden önce geri alınmasının ülke ekonomimize ve özellikle de halihazırda pek çok farklı vergi yükü bulunan inşaat sektörüne olumsuz yansımaları olacağı kaygısındayım.

Zorlu Center Genel Müdürü Didem Aydın
Destek uzarsa sadece inşaat değil tüm sektörlerde canlanma olur

KDV oranın yüzde 8’e indirilmesinin sektörümüze olumlu etkileri oldu. Bu indirim, inşaat sektörünü ve bağlı tüm sektörleri canlandırdı. Özellikle İstanbul, Ankara gibi şehirlerde evlerin çoğu yüzde 18’lik dilime giriyordu, KDV oranlarındaki bu indirim daha çok insan için ev sahibi olmayı daha olanaklı hale getirdi. Böylelikle satışlar arttı ve sektörün elindeki stokların erimesine katkı sağladı. KDV indirimlerinin süresinin uzaması halinde inşaat sektörü ve bağlı tüm sektörlerde bir canlanma yaşanacağını düşünüyorum. Yaşanan bu canlanma ekonomiye de olumlu yansıyacaktır. Ancak bu konuda son kararı yetkililer verecektir.

Türkiye Müteahhitler Birliği Başkanı Mithat Yenigün
Talep ertelemesinin önüne geçmek için süre uzatılmalı

Gayrimenkul sektörüne destek olmak üzere 2016 yılı içinde alınan tedbirlere ek olarak 2017 yılı Şubat ayında alınan karar ile 1 Ocak’tan sonra ruhsatı alınan konut inşaatı projeleri ile kamu tarafından ihalesi bu tarihten sonra yapılan konut inşaatı projelerinde KDV oranının metrekare vergi değeri 1.000 TL ile 2.000 TL arasında olan konutların tesliminde %8, 2.000 TL üzerinde olan konutların tesliminde de %18 olarak uygulanması kararlaştırılmıştır. Aynı karar ile konut sözleşmelerinde %1’e yakın oranda uygulanan damga vergisi de %0 olarak belirlenmiştir.

Bölgesel arz-talep koşulları farklılık gösterse de, yurt genelinde konut fiyatlarında yıllık artış hızı yavaşlamakta ve yeni konutlarda stok erime hızı düşmektedir. Bu durum, talepteki canlanmanın kalıcı olamayabileceğine yönelik endişeleri artırmaktadır. REIDIN tarafından hazırlanan Türkiye Satılık Konut Fiyat Endeksi Haziran ayında bir önceki aya göre %0.79, yıllık bazda %10.1 oranında artmıştır. Türkiye Kiralık Konut Fiyat Endeksi’ndeki yıllık artış ise %4 ile oldukça sınırlı gerçekleşmiştir. Konut satış fi yatlarındaki artışın enflasyona paralel seyretmesi ve kira fiyatlarında gözlenen sınırlı artış oranı değerlendirildiğinde, gayrimenkul piyasasının yatırım aracı olarak cazibesini bir miktar kaybettiği değerlendirilmektedir.

Ayrıca, yurt içinde yükselen enflasyon, faiz oranları ve döviz kurları ile harcanabilir gelirde beklenen düşüşün talebi sınırlayabileceği düşünülmektedir. Gayrimenkul yatırımlarında alım tercihlerinin, maliyet-getiri analizlerinin, genel ekonomik ve sosyal durumun dışında kredi riski, kur riski, finansman riski gibi çok katmanlı birçok unsur rol almaktadır. Genel konjonktürdeki belirsizliklerin azalması ve ekonomik dengenin yeniden tesis edilmesi ile konut satışlarının yeniden ivme kazanabileceği değerlendirilmektedir. Talep ertelenmesinin önüne geçmek üzere, düşük faizli, uzun vadeli kampanyaların ve teşviklerin devam edilmesi, Eylül ayında sona erecek olan teşviklerin süresinin uzatılması önem taşımaktadır.

İNTES Yönetim Kurulu Başkanı Celal Koloğlu
KDV desteğinin devamı büyümeye de katkı sağlar

2016 tüm dünya ve ülkemiz için zorlu bir yıl oldu. Terör olayları, 2016’nın ikinci yarısında yaşanan darbe girişimi ve artan jeopolitik risklerin ekonomiye olumsuz yansımaları oldu. Gayrimenkul sektörü 2016 yılında zorlu ancak yine de başarılı bir sınav verdi. Tüm yaşananlara rağmen sektörün birlik olarak başlattığı kampanyalar, konut kredisi faiz oranlarının yüzde 1’lerin altına çekilmesi, hükümetin sektöre sağladığı teşvikler olumsuz etkileri bertaraf etmede ve sektörün yeniden ivme kazanmasında önemli bir rol oynadı.

Konut talebi, 2016’nın son çeyreğinde uygulanan satış, kredi ve faiz kampanyaları ile hızla yükseldi. KDV oranlarına ilişkin söz konusu düzenleme Eylül ayında sona erecek. Düzenlemenin yıl sonuna uzatılmasının gayrimenkul sektöründeki büyümeye ve satış rakamlarındaki artışa olumlu katkıları olacağını düşünüyoruz. Genel olarak inşaat sektörü açısından ise hükümetimizin yapısal reformları ve yatırımları teşvik edici politikaları sürdürmesi durumunda, kamu altyapı yatırımlarının ve özel sektör projelerinin yansımalarıyla inşaat sektöründeki büyüme eğiliminin devam edeceğini öngörüyoruz. Kentsel dönüşüm süreci de önümüzdeki dönemde sektördeki hareketliliği ve büyümeyi önemli oranda arttıracaktır. Uygulanan teşviklerle reel sektöre güven ortamı tesis edildiği sürece inşaat sektörümüzün genel ekonomiye katkıları da artarak devam edecektir.

GYODER Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Feyzullah Yetgin
İndirimin sonuçlarını iyi görelim ve uygulamayı sürdürelim

KDV oranı, damga vergisi ve tapu harcı, hem sektör oyuncuları hem de konut sahibi olmak isteyenler üzerinde ilave bir yük oluşturuyordu. Nihai tüketiciye yönelik, ‘konutlarda KDV oranlarının yüzde 18’den yüzde 8’e indirilmesi ile ilgili düzenlemenin 30 Eylül 2017’ye kadar uzatılması’, ‘yüzde 1 olarak alınan damga vergisinin yüzde 0 olarak uygulanması’, ‘tapu harcının 30 Eylül 2017’ye kadar geçerli olmak üzere binde 20’den binde 15’e düşürülmesi’ gibi teşviklerin verilmesi, gayrimenkul sektörünün gelişimini hızlandıran yasal düzenlemeler oldu. Yeniden belirlenen rayiç oranlarına göre konutlarda KDV oranının indirilmesi ve damga vergisinin sıfırlanması sektörün motivasyonunu artırırken, konut alımını tüketici için daha cazip hale getirerek pozitif etki yarattı. Konut piyasasına olumlu yönde etki eden bu düzenleme ve teşvikler, alım satımlara da hareketlilik getirdi.

Gayrimenkul alan yabancı yatırımcılara vatandaşlık hakkı verilmesi ve son yasal düzenlemeyle yabancı yatırımcılara KDV muafiyeti sağlanması da, yatırımcının teşvik edilmesi açısından önemli adımlar oldu. Yeniden belirlenen rayiç oranlarına göre indirilen KDV oranının, ilk etapta Ocak 2018’e kadar devam etmesinin sektöre önemli katkıları olacaktır. Gayrimenkul sektörünün çatı örgütü GYODER olarak, konut KDV oranlarında yapılan bu süreli iyileştirmelerin piyasaya yansımış güzel sonuçlarının doğru bir şekilde değerlendirilerek kalıcı hale getirilmesi gerektiğini savunuyoruz.

KONUTDER Yönetim Kurulu Başkanı Z. Altan Elmas
Stokları artan ticari gayrimenkullerde de KDV indirilmeli

Öncelikle son bir yıl içerisinde inşaat sektörüne dönük teşvik edici düzenlemeleri nedeniyle hükümetimize teşekkür ediyoruz. Damga vergisi, KDV ve tapu harçlarında yapılan indirimler ile yabancılara ve gurbetçilere KDV’siz konut ve iş yeri satışlarına ilişkin düzenlemeleri son derece yerinde ve olumlu bulduğumuzu ve desteklediğimizi belirtmek istiyoruz. Hükümetimizin 8 Eylül 2016’da başlayan ve 30 Eylül 2017’de sona erecek olan bu düzenlemesi sektörümüze canlılık getirdi, satışlarımızı ortalama yüzde 8 oranında artırdı. Sektörümüz de Hükümetimizin bu iyi niyetli düzenlemesine kayıtsız kalmadı ve 10 puanlık KDV indirimini fiyatlara ve alıcılara doğrudan yansıtarak, bu tür konutları edinmek isteyen orta gelir grubu vatandaşlarımızın bu konutlara ulaşmalarını sağladı. Bu düzenleme sonucunda, artan konut stokları da bir ölçüde azaldı.

“Tapu harcı indirimi de sürmeli”

Ülke ekonomisine ve sektörümüze son derece olumlu etki yapan bu düzenlemenin geçicilikten çıkarılarak kalıcı hale getirilmesini, bu yapılamadığı takdirde ise bu uygulamanın en az yıl sonuna kadar uzatılmasını talep ediyoruz. Ayrıca, stokları iyice şişen iş yeri, dükkan, rezidans gibi ticari alanlarda uygulanmakta olan KDV oranının da yapılacak bir düzenlemeyle yüzde 8’e indirilmesini arzu ediyoruz. Öte yandan, yine 30 Eylül’de sona erecek olan tapu harçlarındaki indirimin de, en az yıl sonuna kadar uzatılmasının uygun olacağını düşünüyoruz.

Ağaoğlu Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ağaoğlu
Arsa KDV’si de indirilmeli

Geçtiğimiz yıl yürürlüğe giren ve Eylül ayına kadar uzatılan karar ile 151 m2’nin üzerindeki konutlar için konut alımında yüzde 18 olan KDV oranının yüzde 8’e indirilmesi satışlara olumlu olarak yansıdı. İstatistiklere baktığımızda, KDV indiriminden önceki dönem ile sonraki dönemi karşılaştıracak olursak, geçen yılın ilk 6 ayına göre bu yıl yaklaşık 25 bin adet daha fazla konut satışı gerçekleşmiş. Bu da gösteriyor ki konutta KDV ve faiz oranlarındaki indirim satışların hızlanmasına önemli katkı sağlıyor. Bunların yanı sıra KDV indirimi ile konut fi yatlarına yansıyacak birtakım zamların da önüne geçilmiş oldu.

Öncelikle KDV indirimi ile ilgili düzenlemenin devam etmesi gayrimenkul sektörünün lehine olacaktır. Ancak konutun maliyetine etki eden inşaat malzemeleri üzerindeki KDV değil, en büyük KDV yükü arsadaki yüzde 18 olan KDV oranıdır. Arsayı satın alan konut veya gayrimenkul geliştiricisi, plan, proje ve imalat süresini dikkate aldığımızda ortalama 5 yıl bu KDV yükünü üzerinde taşıyor. İstanbul’da, arsa maliyetinin inşaat maliyetine eş değer olduğunu, hatta bazı bölgelerde inşaat maliyetinin iki katına ulaştığını dikkate alırsak, arsa üzerindeki yüzde 18’lik KDV maliyeti nihayetinde tüketicinin sırtına yüklenmektedir. Sonuç olarak, arsa edinimlerindeki KDV’nin yüzde 1 olarak belirlenmesi konut ve ticari alanlardaki fi yat artışlarının durdurulmasında önemli bir etken olacaktır. Sektörün asıl ihtiyacı budur.

Sektör temsilcilerine göre KDV indiriminin devamının getireceği avantajlar

• Talebin ertelenmesinin önüne geçilecek.
• Yatırım aracı olarak cazibesini bir miktar yitiren gayrimenkulün yıldızı yeniden parlayacak.
• Gayrimenkul sektöründeki canlılık, onunla ilişkili pek çok sektöre de yansıyacak.
• İnşaat sektöründeki büyüme sürecek ve bu da genel ekonomik büyümeyi olumlu etkileyecek.
• Sektörde canlılık devam edeceği için devletin orta ve uzun vadede sektör kaynaklı vergi tahsilatı artacak.

Piyalepaşa Gayrimenkul (Polat Holding) Genel Müdürü Kaan Yücel
Kentsel dönüşüm dışında KDV oranları yüzde 8’de sabitlenmeli

Türkiye gayrimenkul, gelişimini sürdüren ve büyüme grafiğini de her yıl yukarılara taşıyan bir sektör. Dolayısıyla ekonominin lokomotif sektörü olan gayrimenkul ve inşaatı desteklemek başta hükümetimiz olmak üzere özel sektör temsilcileri olarak bizlerin de ilk öncelikleri arasında yer alıyor. Özellikle son dönemde geliştirilen kentsel dönüşüm politikaları, inşaat sektörünün büyüme ve gelişme potansiyelini her an canlı tutuyor. Ancak elbette ki; en büyük pay son 2 yılda yapılan tapu harcı kolaylıkları, ilk defa konut alacaklara yönelik avantajlar sağlanması, dönem dönem yapılan kampanyalar, faiz oranlarının düşürülmesi, konutta kredi kullanımının artırılması ve en önemli kolaylıklardan biri de hiç kuşkusuz konutlarda yüzde 1, yüzde 8 veya yüzde 18 gibi KDV oranlarında değişikliğe gidilmesidir. Bütün bu gelişmeler elbette ki; sektöre ve doğal olarak da ekonomiye artı bir hareketlilik getirdi. Ancak özellikle konutta uygulanan KDV oranlarının farklı olmasının sektörde bir takım sorunlara sebep olduğunu da gözden kaçırmamak gerektiğini düşünüyoruz. Yüzde 1, yüzde 8 ve yüzde 18’lik birbirinden çok farklı oranların olması sektörde bazen haksız durumların ortaya çıkmasına sebep oldu.

Yüzde 8’lik oran bu konuda hiç olmazsa bir denge oluşmasını sağladı. Bu kapsamda yüzde 8 ve kentsel dönüşümde yüzde 1 olan oranların devam etmesinin sektör açısından çok faydalı olacağını düşünüyoruz. Özellikle son dönemde KDV tutarlarının tahsilâtında devletin yaşadığı zorluklar düşünüldüğünde de daha makul oranların şirketler tarafından da daha iyi karşılanacağını düşünüyoruz. Böylece aslında devlete bir yük getiriyor gibi görünse de orta ve uzun vadede KDV tahsilâtının artması sebebiyle devlete nakit girişinde kolaylık sağlayacaktır. Sektöre canlılık getiren bu ve benzeri teşvik ve uygulamaların devam etmesini arzu ediyoruz. Bu farklı oran ve uygulamaların kentsel dönüşüm hariç tutularak sektörün tamamı için konutta tek bir oran olarak belirlenmesinin daha sağlıklı ve geliştirici olacağını düşünüyoruz.

MESA Yönetim Kurulu Başkanı Erhan Boysanoğlu
Konut büyüklüğüne göre KDV uygulamasından vazgeçilmeli

KDV ve tapu harçlarında yapılan indirimler, anahtar teslimi fiyatlarında yüzde 9-10 oranında pozitif etki yarattı. KDV indiriminin Türkiye gayrimenkul pazarındaki mevcut hareketliliğe katkı sağladığı muhakkak. Ancak bu uygulamanın etkisi sektörde adeta bir sıçrama etkisi yaratmadı ama bu dönemde beklediğimiz radikal düşüş de olmadı. Öncelikle konutlardaki KDV oranlarının yeniden düzenlenerek, sektöre süreli değil, kalıcı bir şekilde destek sağlanması çok önemli. MESA olarak bildiğiniz gibi Avrupa ülkelerinde konut geliştirici olarak çalışmaktayız. Bu ülkelerde konut KDV’si standart yüzde 8’dir. Arsa emlak değerlemesinin KDV üzerinde bir etkisi yoktur. Türkiye’de arsa emlak değerlemesinin hiçbir düzgün tutarlı bir hesap tarzı yoktur. Her belediye kendi tespit yöntemini kullanarak, uyumu hiç olmayan sonuçlar çıkarıyor ve hatta davalara sebep oluyor.

Türkiye’de aileler çocuk sayısı bakımından teşvik ediliyor. Konut büyüklüklerine bakarak KDV belirlendiğinde ise adeta bu teşvik cezalandırılıyor, bu da uygulamadaki bir diğer çelişkidir. Bu noktada öncelikle mevcut düzende arazilerin metrekare vergi değerlerinin belirlemesine belli kriterler ve standartlar getirilmesi, burada homojen ve adil bir sistemin oturtulması çok önemli. Sonrasında ise yine bu değerler ve diğer kriterlerle birlikte konutların KDV oranları belirlenmeli. Zira dar gelirli kalabalık bir ailenin de büyük bir konuta ihtiyacı olduğu gibi gerçekler de göz ardı edilmemeli. Tüm bu düzenlemelerin oluşturulmasında biz özel sektör temsilcilerinin ve/veya sektör STK’larının da bilgi ve tecrübeleri çok önemli bir katkı sağlayacaktır.

.İnşaat sektörü, eylülde sona erecek 10 puanlık KDV indiriminde sürenin uzatılmasını, ardından da yüzde 8’lik oranın kalıcı hale getirilmesini istiyor.

Filiz COŞKUN

15 Temmuz darbe girişimi yanı sıra bölgesel gelişmelerin de etkisiyle durma noktasına gelen inşaat sektörünün canlandırılması amacıyla konutta uygulanan ve eylül ayında sona erecek KDV indiriminde önce süre uzatımı, ardından bunun kalıcı hale getirilmesi isteniyor.

Türkiye’de inşaat sektöründe faaliyet gösteren firmaların çatı kuruluşları ile önde gelen şirketler, KDV indiriminin sektöre büyük katkı sağladığını belirterek, bunun ilk etapta yıl sonuna kadar uzatılmasını, nihai olarak ise kalıcı hale getirilmesini istiyor.

YDA Group Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Arslan
Canlanma istenen seviyeye gelmeden indirim kaldırılmamalı

KDV avantajı birikmiş konut stokunun erimesine büyük katkı sağlarken , sektörün ve piyasaların canlanmasında da önemli bir rol oynadı. Türkiye ekonomisinin lokomotif sektörü inşaat, 300 farklı alt sektörü destekleyen, istihdam yaratmada öncü ve uluslararası pazarda da ülkemizi temsil eden bir sektör. 2016 yılından bu yana içinden geçtiğimiz zorlu süreçte, jeopolitik sıkıntılar ve zorlu ekonomik konjonktürde özellikle gayrimenkul satışlarının artması ve pazarın hareketlenmesi açısından KDV oranlarındaki düşüş oldukça etkili oldu. Tüketici açısından da büyük bir avantaj sağlandı. Hem sektörü canlandıran hem de tüketiciyi sevindiren bu uygulamanın olumlu yansımaları tüm ülke ekonomimize olmuştur. Ayrıca bilindiği gibi kayıt dışı ekonominin ortaya çıkmasında etkin olan vergisel faktörlerin başında vergi oranlarının yüksekliği gelmektedir. Kayıt dışı ile mücadele KDV oranındaki bu düşüşün de olumlu katkı sağladığını söyleyebiliriz.

KDV indiriminin en az 6 ay kadar uzatılması gerektiğini düşünüyorum. Olumlu yansımalarının maalesef sürenin kısıtlı olmasından hem de yaz dönemi konut satışları açısından durgun geçen bir dönemdir, tam hareketliliğin başlayacağı Eylül ayında bu oranın yeninden arttırılması hem sektör temsilcileri olarak bizleri hem de tüketiciyi zor durumda bırakacaktır. Bunun da ekonomimize olumsuz yansımaları olacaktır. Ekonomimizdeki canlanma istenen seviyeye gelmeden, geçici vergi indirimlerinin kaldırılmasının, verilen teşviklerin vaktinden önce geri alınmasının ülke ekonomimize ve özellikle de halihazırda pek çok farklı vergi yükü bulunan inşaat sektörüne olumsuz yansımaları olacağı kaygısındayım.

Zorlu Center Genel Müdürü Didem Aydın
Destek uzarsa sadece inşaat değil tüm sektörlerde canlanma olur

KDV oranın yüzde 8’e indirilmesinin sektörümüze olumlu etkileri oldu. Bu indirim, inşaat sektörünü ve bağlı tüm sektörleri canlandırdı. Özellikle İstanbul, Ankara gibi şehirlerde evlerin çoğu yüzde 18’lik dilime giriyordu, KDV oranlarındaki bu indirim daha çok insan için ev sahibi olmayı daha olanaklı hale getirdi. Böylelikle satışlar arttı ve sektörün elindeki stokların erimesine katkı sağladı. KDV indirimlerinin süresinin uzaması halinde inşaat sektörü ve bağlı tüm sektörlerde bir canlanma yaşanacağını düşünüyorum. Yaşanan bu canlanma ekonomiye de olumlu yansıyacaktır. Ancak bu konuda son kararı yetkililer verecektir.

Türkiye Müteahhitler Birliği Başkanı Mithat Yenigün
Talep ertelemesinin önüne geçmek için süre uzatılmalı

Gayrimenkul sektörüne destek olmak üzere 2016 yılı içinde alınan tedbirlere ek olarak 2017 yılı Şubat ayında alınan karar ile 1 Ocak’tan sonra ruhsatı alınan konut inşaatı projeleri ile kamu tarafından ihalesi bu tarihten sonra yapılan konut inşaatı projelerinde KDV oranının metrekare vergi değeri 1.000 TL ile 2.000 TL arasında olan konutların tesliminde %8, 2.000 TL üzerinde olan konutların tesliminde de %18 olarak uygulanması kararlaştırılmıştır. Aynı karar ile konut sözleşmelerinde %1’e yakın oranda uygulanan damga vergisi de %0 olarak belirlenmiştir.

Bölgesel arz-talep koşulları farklılık gösterse de, yurt genelinde konut fiyatlarında yıllık artış hızı yavaşlamakta ve yeni konutlarda stok erime hızı düşmektedir. Bu durum, talepteki canlanmanın kalıcı olamayabileceğine yönelik endişeleri artırmaktadır. REIDIN tarafından hazırlanan Türkiye Satılık Konut Fiyat Endeksi Haziran ayında bir önceki aya göre %0.79, yıllık bazda %10.1 oranında artmıştır. Türkiye Kiralık Konut Fiyat Endeksi’ndeki yıllık artış ise %4 ile oldukça sınırlı gerçekleşmiştir. Konut satış fi yatlarındaki artışın enflasyona paralel seyretmesi ve kira fiyatlarında gözlenen sınırlı artış oranı değerlendirildiğinde, gayrimenkul piyasasının yatırım aracı olarak cazibesini bir miktar kaybettiği değerlendirilmektedir.

Ayrıca, yurt içinde yükselen enflasyon, faiz oranları ve döviz kurları ile harcanabilir gelirde beklenen düşüşün talebi sınırlayabileceği düşünülmektedir. Gayrimenkul yatırımlarında alım tercihlerinin, maliyet-getiri analizlerinin, genel ekonomik ve sosyal durumun dışında kredi riski, kur riski, finansman riski gibi çok katmanlı birçok unsur rol almaktadır. Genel konjonktürdeki belirsizliklerin azalması ve ekonomik dengenin yeniden tesis edilmesi ile konut satışlarının yeniden ivme kazanabileceği değerlendirilmektedir. Talep ertelenmesinin önüne geçmek üzere, düşük faizli, uzun vadeli kampanyaların ve teşviklerin devam edilmesi, Eylül ayında sona erecek olan teşviklerin süresinin uzatılması önem taşımaktadır.

İNTES Yönetim Kurulu Başkanı Celal Koloğlu
KDV desteğinin devamı büyümeye de katkı sağlar

2016 tüm dünya ve ülkemiz için zorlu bir yıl oldu. Terör olayları, 2016’nın ikinci yarısında yaşanan darbe girişimi ve artan jeopolitik risklerin ekonomiye olumsuz yansımaları oldu. Gayrimenkul sektörü 2016 yılında zorlu ancak yine de başarılı bir sınav verdi. Tüm yaşananlara rağmen sektörün birlik olarak başlattığı kampanyalar, konut kredisi faiz oranlarının yüzde 1’lerin altına çekilmesi, hükümetin sektöre sağladığı teşvikler olumsuz etkileri bertaraf etmede ve sektörün yeniden ivme kazanmasında önemli bir rol oynadı.

Konut talebi, 2016’nın son çeyreğinde uygulanan satış, kredi ve faiz kampanyaları ile hızla yükseldi. KDV oranlarına ilişkin söz konusu düzenleme Eylül ayında sona erecek. Düzenlemenin yıl sonuna uzatılmasının gayrimenkul sektöründeki büyümeye ve satış rakamlarındaki artışa olumlu katkıları olacağını düşünüyoruz. Genel olarak inşaat sektörü açısından ise hükümetimizin yapısal reformları ve yatırımları teşvik edici politikaları sürdürmesi durumunda, kamu altyapı yatırımlarının ve özel sektör projelerinin yansımalarıyla inşaat sektöründeki büyüme eğiliminin devam edeceğini öngörüyoruz. Kentsel dönüşüm süreci de önümüzdeki dönemde sektördeki hareketliliği ve büyümeyi önemli oranda arttıracaktır. Uygulanan teşviklerle reel sektöre güven ortamı tesis edildiği sürece inşaat sektörümüzün genel ekonomiye katkıları da artarak devam edecektir.

GYODER Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Feyzullah Yetgin
İndirimin sonuçlarını iyi görelim ve uygulamayı sürdürelim

KDV oranı, damga vergisi ve tapu harcı, hem sektör oyuncuları hem de konut sahibi olmak isteyenler üzerinde ilave bir yük oluşturuyordu. Nihai tüketiciye yönelik, ‘konutlarda KDV oranlarının yüzde 18’den yüzde 8’e indirilmesi ile ilgili düzenlemenin 30 Eylül 2017’ye kadar uzatılması’, ‘yüzde 1 olarak alınan damga vergisinin yüzde 0 olarak uygulanması’, ‘tapu harcının 30 Eylül 2017’ye kadar geçerli olmak üzere binde 20’den binde 15’e düşürülmesi’ gibi teşviklerin verilmesi, gayrimenkul sektörünün gelişimini hızlandıran yasal düzenlemeler oldu. Yeniden belirlenen rayiç oranlarına göre konutlarda KDV oranının indirilmesi ve damga vergisinin sıfırlanması sektörün motivasyonunu artırırken, konut alımını tüketici için daha cazip hale getirerek pozitif etki yarattı. Konut piyasasına olumlu yönde etki eden bu düzenleme ve teşvikler, alım satımlara da hareketlilik getirdi.

Gayrimenkul alan yabancı yatırımcılara vatandaşlık hakkı verilmesi ve son yasal düzenlemeyle yabancı yatırımcılara KDV muafiyeti sağlanması da, yatırımcının teşvik edilmesi açısından önemli adımlar oldu. Yeniden belirlenen rayiç oranlarına göre indirilen KDV oranının, ilk etapta Ocak 2018’e kadar devam etmesinin sektöre önemli katkıları olacaktır. Gayrimenkul sektörünün çatı örgütü GYODER olarak, konut KDV oranlarında yapılan bu süreli iyileştirmelerin piyasaya yansımış güzel sonuçlarının doğru bir şekilde değerlendirilerek kalıcı hale getirilmesi gerektiğini savunuyoruz.

KONUTDER Yönetim Kurulu Başkanı Z. Altan Elmas
Stokları artan ticari gayrimenkullerde de KDV indirilmeli

Öncelikle son bir yıl içerisinde inşaat sektörüne dönük teşvik edici düzenlemeleri nedeniyle hükümetimize teşekkür ediyoruz. Damga vergisi, KDV ve tapu harçlarında yapılan indirimler ile yabancılara ve gurbetçilere KDV’siz konut ve iş yeri satışlarına ilişkin düzenlemeleri son derece yerinde ve olumlu bulduğumuzu ve desteklediğimizi belirtmek istiyoruz. Hükümetimizin 8 Eylül 2016’da başlayan ve 30 Eylül 2017’de sona erecek olan bu düzenlemesi sektörümüze canlılık getirdi, satışlarımızı ortalama yüzde 8 oranında artırdı. Sektörümüz de Hükümetimizin bu iyi niyetli düzenlemesine kayıtsız kalmadı ve 10 puanlık KDV indirimini fiyatlara ve alıcılara doğrudan yansıtarak, bu tür konutları edinmek isteyen orta gelir grubu vatandaşlarımızın bu konutlara ulaşmalarını sağladı. Bu düzenleme sonucunda, artan konut stokları da bir ölçüde azaldı.

“Tapu harcı indirimi de sürmeli”

Ülke ekonomisine ve sektörümüze son derece olumlu etki yapan bu düzenlemenin geçicilikten çıkarılarak kalıcı hale getirilmesini, bu yapılamadığı takdirde ise bu uygulamanın en az yıl sonuna kadar uzatılmasını talep ediyoruz. Ayrıca, stokları iyice şişen iş yeri, dükkan, rezidans gibi ticari alanlarda uygulanmakta olan KDV oranının da yapılacak bir düzenlemeyle yüzde 8’e indirilmesini arzu ediyoruz. Öte yandan, yine 30 Eylül’de sona erecek olan tapu harçlarındaki indirimin de, en az yıl sonuna kadar uzatılmasının uygun olacağını düşünüyoruz.

Ağaoğlu Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ağaoğlu
Arsa KDV’si de indirilmeli

Geçtiğimiz yıl yürürlüğe giren ve Eylül ayına kadar uzatılan karar ile 151 m2’nin üzerindeki konutlar için konut alımında yüzde 18 olan KDV oranının yüzde 8’e indirilmesi satışlara olumlu olarak yansıdı. İstatistiklere baktığımızda, KDV indiriminden önceki dönem ile sonraki dönemi karşılaştıracak olursak, geçen yılın ilk 6 ayına göre bu yıl yaklaşık 25 bin adet daha fazla konut satışı gerçekleşmiş. Bu da gösteriyor ki konutta KDV ve faiz oranlarındaki indirim satışların hızlanmasına önemli katkı sağlıyor. Bunların yanı sıra KDV indirimi ile konut fi yatlarına yansıyacak birtakım zamların da önüne geçilmiş oldu.

Öncelikle KDV indirimi ile ilgili düzenlemenin devam etmesi gayrimenkul sektörünün lehine olacaktır. Ancak konutun maliyetine etki eden inşaat malzemeleri üzerindeki KDV değil, en büyük KDV yükü arsadaki yüzde 18 olan KDV oranıdır. Arsayı satın alan konut veya gayrimenkul geliştiricisi, plan, proje ve imalat süresini dikkate aldığımızda ortalama 5 yıl bu KDV yükünü üzerinde taşıyor. İstanbul’da, arsa maliyetinin inşaat maliyetine eş değer olduğunu, hatta bazı bölgelerde inşaat maliyetinin iki katına ulaştığını dikkate alırsak, arsa üzerindeki yüzde 18’lik KDV maliyeti nihayetinde tüketicinin sırtına yüklenmektedir. Sonuç olarak, arsa edinimlerindeki KDV’nin yüzde 1 olarak belirlenmesi konut ve ticari alanlardaki fi yat artışlarının durdurulmasında önemli bir etken olacaktır. Sektörün asıl ihtiyacı budur.

Sektör temsilcilerine göre KDV indiriminin devamının getireceği avantajlar

• Talebin ertelenmesinin önüne geçilecek.
• Yatırım aracı olarak cazibesini bir miktar yitiren gayrimenkulün yıldızı yeniden parlayacak.
• Gayrimenkul sektöründeki canlılık, onunla ilişkili pek çok sektöre de yansıyacak.
• İnşaat sektöründeki büyüme sürecek ve bu da genel ekonomik büyümeyi olumlu etkileyecek.
• Sektörde canlılık devam edeceği için devletin orta ve uzun vadede sektör kaynaklı vergi tahsilatı artacak.

Piyalepaşa Gayrimenkul (Polat Holding) Genel Müdürü Kaan Yücel
Kentsel dönüşüm dışında KDV oranları yüzde 8’de sabitlenmeli

Türkiye gayrimenkul, gelişimini sürdüren ve büyüme grafiğini de her yıl yukarılara taşıyan bir sektör. Dolayısıyla ekonominin lokomotif sektörü olan gayrimenkul ve inşaatı desteklemek başta hükümetimiz olmak üzere özel sektör temsilcileri olarak bizlerin de ilk öncelikleri arasında yer alıyor. Özellikle son dönemde geliştirilen kentsel dönüşüm politikaları, inşaat sektörünün büyüme ve gelişme potansiyelini her an canlı tutuyor. Ancak elbette ki; en büyük pay son 2 yılda yapılan tapu harcı kolaylıkları, ilk defa konut alacaklara yönelik avantajlar sağlanması, dönem dönem yapılan kampanyalar, faiz oranlarının düşürülmesi, konutta kredi kullanımının artırılması ve en önemli kolaylıklardan biri de hiç kuşkusuz konutlarda yüzde 1, yüzde 8 veya yüzde 18 gibi KDV oranlarında değişikliğe gidilmesidir. Bütün bu gelişmeler elbette ki; sektöre ve doğal olarak da ekonomiye artı bir hareketlilik getirdi. Ancak özellikle konutta uygulanan KDV oranlarının farklı olmasının sektörde bir takım sorunlara sebep olduğunu da gözden kaçırmamak gerektiğini düşünüyoruz. Yüzde 1, yüzde 8 ve yüzde 18’lik birbirinden çok farklı oranların olması sektörde bazen haksız durumların ortaya çıkmasına sebep oldu.

Yüzde 8’lik oran bu konuda hiç olmazsa bir denge oluşmasını sağladı. Bu kapsamda yüzde 8 ve kentsel dönüşümde yüzde 1 olan oranların devam etmesinin sektör açısından çok faydalı olacağını düşünüyoruz. Özellikle son dönemde KDV tutarlarının tahsilâtında devletin yaşadığı zorluklar düşünüldüğünde de daha makul oranların şirketler tarafından da daha iyi karşılanacağını düşünüyoruz. Böylece aslında devlete bir yük getiriyor gibi görünse de orta ve uzun vadede KDV tahsilâtının artması sebebiyle devlete nakit girişinde kolaylık sağlayacaktır. Sektöre canlılık getiren bu ve benzeri teşvik ve uygulamaların devam etmesini arzu ediyoruz. Bu farklı oran ve uygulamaların kentsel dönüşüm hariç tutularak sektörün tamamı için konutta tek bir oran olarak belirlenmesinin daha sağlıklı ve geliştirici olacağını düşünüyoruz.

MESA Yönetim Kurulu Başkanı Erhan Boysanoğlu
Konut büyüklüğüne göre KDV uygulamasından vazgeçilmeli

KDV ve tapu harçlarında yapılan indirimler, anahtar teslimi fiyatlarında yüzde 9-10 oranında pozitif etki yarattı. KDV indiriminin Türkiye gayrimenkul pazarındaki mevcut hareketliliğe katkı sağladığı muhakkak. Ancak bu uygulamanın etkisi sektörde adeta bir sıçrama etkisi yaratmadı ama bu dönemde beklediğimiz radikal düşüş de olmadı. Öncelikle konutlardaki KDV oranlarının yeniden düzenlenerek, sektöre süreli değil, kalıcı bir şekilde destek sağlanması çok önemli. MESA olarak bildiğiniz gibi Avrupa ülkelerinde konut geliştirici olarak çalışmaktayız. Bu ülkelerde konut KDV’si standart yüzde 8’dir. Arsa emlak değerlemesinin KDV üzerinde bir etkisi yoktur. Türkiye’de arsa emlak değerlemesinin hiçbir düzgün tutarlı bir hesap tarzı yoktur. Her belediye kendi tespit yöntemini kullanarak, uyumu hiç olmayan sonuçlar çıkarıyor ve hatta davalara sebep oluyor.

Türkiye’de aileler çocuk sayısı bakımından teşvik ediliyor. Konut büyüklüklerine bakarak KDV belirlendiğinde ise adeta bu teşvik cezalandırılıyor, bu da uygulamadaki bir diğer çelişkidir. Bu noktada öncelikle mevcut düzende arazilerin metrekare vergi değerlerinin belirlemesine belli kriterler ve standartlar getirilmesi, burada homojen ve adil bir sistemin oturtulması çok önemli. Sonrasında ise yine bu değerler ve diğer kriterlerle birlikte konutların KDV oranları belirlenmeli. Zira dar gelirli kalabalık bir ailenin de büyük bir konuta ihtiyacı olduğu gibi gerçekler de göz ardı edilmemeli. Tüm bu düzenlemelerin oluşturulmasında biz özel sektör temsilcilerinin ve/veya sektör STK’larının da bilgi ve tecrübeleri çok önemli bir katkı sağlayacaktır.