Haber Detayı

Sanayi 4.0 atılım için önemli bir fırsat


TÜSİAD Sanayi 4.0 Raporu açıklandı. Konferansın açılış konuşmasını yapan Symes, "Sanayi 4.0 dönüşümü Türkiye'nin bugüne kadar gerçekleştiremediği atılımı gerçekleştirebilmesi için önemli bir fırsat" dedi.

TÜSİAD, dünyada iş alemindeki paradigmaları yeniden belirleyen Sanayi 4.0 konusunda hazırladığı "TÜSİAD Sanayi 4.0 Raporu"nu, "Türkiye'nin Sanayi 4.0 Dönüşümü" konferansıyla açıkladı.

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık'ın katılımıyla düzenlenen konferansta açılış konuşmasını yapan Symes, raporu, "Sanayi 4.0" konusundaki tartışmalara somut çerçeve kazandırmak için hazırladıklarını belirterek, 2008 krizinin artçılarının hala hissedildiği günümüzde Türk girişimcilerinin hiç olmadığı kadar yenilikçi olması gerektiğini söyledi.

Big Data'nın artık kalkınma programlarının etki analizinin yapılması için, Drone'ların ise Amazon ormanlarındaki ağaçlandırma çalışmaları için kullanıldığını anımsatan Symes, teknolojideki gelişmelerin yönüne işaret etti.

Teknolojik dönüşümün birçok sektörün iş yapış şeklini değiştirdiğini ifade eden Symes, Sanayi 4.0'ın iş yapış şekillerini değiştiren yönüne dikkati çekerek, "Sanayi 4.0 hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkeler için farklı fırsatlar sunuyor. Gelişmiş ülkeler Sanayi 4.0'ın sunduğu otomasyon esnekliğiyle verimliliklerini artırmayı hedefliyor. Bu şekilde sanayide azalan rekabet güçlerini yeniden kazanmayı öngörüyorlar. Yükselen ekonomiler ise Sanayi 4,0 ile daha daha yenilikçi ve katma değerli ürünler üreterek refah seviyelerini artırma fırsatlarını kovalıyorlar" diye konuştu.

"Sadece konuşuyoruz"

"Sanayinin yeni çağı yanı başımızda evrilirken bizler neredeyiz" sorusunu soran Symes, "Hepimiz açıklanan verilerden biliyoruz ki Küresel Rekabetçilik Endeksi bize Türkiye'nin rekabet etme yeteneğini geliştiremediğini açıkça söylüyor" ifadelerini kullandı.

Üretim süreçlerinde yüksek teknoloji kullanımındaki zayıflıklara dikkati çeken Symes, şunları kaydetti:

"İhracatımızda yüksek teknolojili ürünlerin payı sadece yüzde 3,7. Oysa AB'de ileri teknoloji ürünlerin payı yüzde 15. Bizde üretimin yüzde 38'i düşük teknolojiyle gerçekleşiyor, girişimlerimizin yaklaşık yüzde 60'ı düşük teknolojiyle çalışıyor. Bu tespitlerin hemen ardından iki hedefi paylaşmak isterim.

İlki, orta ve yüksek teknoloji ürünlerde Avrasya'nın üretim üssü olmak ve ikincisi, orta-yüksek ve yüksek teknolojili ürünlerde Afroavrasya'nın tasarım ve üretim üssü olmak.

Bu ifadeler 2011 ve 2015'te yayınlanan sanayi stratejilerimizin vizyonlarını oluşturuyor. Bu perspektif son 5 yıldır aslında sanayi politikalarımızın merkezinde bulunuyor. Ancak buna rağmen maalesef yüksek teknolojili ürün üretimini artıramıyoruz, sadece konuşuyoruz. Demek ki yeni bir anlayış, yeni bir yol haritası olmalı…"

"Sofistike üretimin ihtiyaç duyduğu yetkinlikler değişiyor"

Dönüşümün anlık bir gelişme değil, topyekun bir bakış açısı değişimi anlamına geldiğini vurgulayan Symes, başarı için geleceğin iş kültürünün benimsenmesi gerektiğini söyledi. KOBİ'lerin iş yapış biçimlerini geliştirememeleri halinde gelecekte işsiz kalacağını aktaran Symes, eğitim faaliyetlerinin önemine vurgu yaptı.

Sanayi 4.0'ın öncülüğünü iş dünyasının yapacağını belirten Cansen Başaran Symes, nitelikli iş gücüne talebin artacağını kaydetti. Sanayi 4.0'ın Türkiye'de istihdam dengelerini de yeniden belirleyeceğine dikkati çeken Symes, "Sanayi 4.0'ın istihdamda artışa neden olacağı hem Wold Economic Forum'un yayınlamış olduğu Future of Jobs raporunda hem de bizim raporumuzda ortaya konuyor. Elbette daha sofistike üretimin ihtiyaç duyduğu yetkinlikler değişiyor ve değişmeye de devam edecek. Biz de insanlarımızı geleceğe hazırlayacak bu yetkinliklerle donatmakla yükümlüyüz. Bu nedenle TÜSİAD olarak 'spen' alanındaki çalışmalarla bu alandaki ihtiyaca ayrıca işaret etmekteyiz" diye konuştu.

Ar-Ge Reform Paketinin sistemde oluşan aksaklıkları iyi belirlediğini anımsatan Symes, Bakan Işık'a istişare anlayışını önceleyen tutumundan ötürü teşekkür etti.

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakan Işık:
Önceki üç sanayi devrimini tribünden izledik

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, güçlü bir Türkiye inşa etme sürecinde çok kritik bir konu olan Sanayi 4.0 ile ilgili TÜSİAD’ın hazırladığı rapor için teşekkürlerini ileterek, "Her konuda birlikte hareket etmemizin, uyum içinde olmamızın çok önemli olduğuna inanıyorum. Bu açıdan, Bakanlık olarak akıllı üretim sistemlerine ve dijital teknolojilere yoğunlaştığımız bir dönemde sanayicilerimizin, ekonomi çevrelerimizin ve STK’larımızın da bu konulara yoğunlaşmalarının çok değerli bir gelişme olduğunu düşünüyorum" diye konuştu.

Türkiye'nin yüksek teknolojide üretim açığının temel sebebinin Ar-Ge olduğuna dikkati çeken Bakan Işık, "Ar-Ge yapmadan yüksek teknolojili ürün üretip satmanız mümkün değil. Bazen bedelini ödediğiniz halde bile teknolojiyi satın alamıyorsunuz yapmanız gereken tek şey kendi Ar-Ge'nizi yapmaktır. Bu söylendiği gibi kolay bir iş de değil. İlk Ar-Ge Merkezleri yasasını çıkardığımızda o dönemde Ar-Ge ile ilgili personeli 50 olarak belirlemiştik, o gün başlayan süreç bu dönemde meyvelerini vermeye başladı. TÜSİAD'ın da pekçok STK'nın da katkılarıyla hazırladığımız Ar-Ge Reform Paketi önümüzdeki süreçte Türkiye'nin kapasitesini artıracak ve üretimdeki, ihracatımızdaki yüksek teknolojili ürünlerin payını artıracak. Bugünden Ar-Ge'ye yatırım yapmak durumundayız" değerlendirmesinde bulundu.

Bakan Işık, gerek Ar-Ge Reform Paketinin gerekse Sınai Mülkiyet Kanun Tasarısının hazırlık sürecinde, özel sektör ve TÜSİAD gibi STK’larla çok yakın bir iş birliği içinde hareket ettiklerini ifade ederek, "Sanayi 4.0 ile ilgili TÜBİTAK'ın dahi yeniden yapılandırılması ile ilgili çalışmaları başlattık. TÜBİTAK'ı özel sektör ile rekabet eden, özel sektörün yapabileceği Ar-Ge'yi yapmak için devlete eleman alan bir kurum değil, aksine özel sektörün yapacağı Ar-Ge'yi sipariş ile yaptıran, özel sektörün yapamadığı temel, nitelikli, öncü Ar-Ge'yi yapan bir kurum haline dönüştürmek istiyoruz" diye konuştu.

Bakan Işık, "Sanayi 4.0" altında değerlendirilen teknolojilerle ilgili çalışmalara süratle yoğunlaşılması gerektiğini belirterek, "Önceki üç sanayi devrimini adeta tribünden izledik. Bu defa sahada oyuncu olabilmek için doğru kararlar almak ve bu kararları etkin ve hızlı bir şekilde uygulamak durumundayız" dedi.

"Kalıcı sıçrama yaptıracak hedefler koymalıyız"

Işık, 2020’de 50 milyar cihazın birbirine bağlı olacağını, 3 milyondan fazla robotun hayatlara gireceğinin tahmin edildiğini belirterek, küresel ticaretin yarısına yakınının bu dönüşümün oluşturacağı ekosistemden etkileneceğinin öngörüldüğünü kaydetti.

Işık, esas meselenin, sadece yüksek teknolojili ürünler üretmek değil, üretilen yüksek teknolojiyle yeni bir zihniyetle üretim yapmak olduğunu anlatarak, "Bu süreç, sadece belirli sektörlerdeki sanayicilerimizi değil, hangi sektörde olursa olsun tüm üreticilerimizi ilgilendirmektedir. Toplu iğne dahi üretiyor olsanız, rekabet gücünüzü korumak için üretiminizi bu yeni perspektife uyarlamak zorundasınız. Zira yeni nesil teknolojiler, tedarikten satış sonrası hizmetlere kadar üretimin her aşamasında, verimin ve kalitenin artmasını sağlayacak. Bu nedenle, güçlü olduğumuz otomotiv, makine, kimya gibi sektörlerde kalıcı sıçrama yaptıracak hedefler koymalıyız" diye konuştu.

Katma değerin düşük fakat kitlesel üretim yapılan tekstil, mobilya gibi sektörlerde ise verimliliği artıracak dijitalleşmeye hızla uyum sağlanması gerektiğini aktaran Işık, Sanayi 4.0'ın, herhangi bir sektörde, iş gücü, varlık yönetimi, kaynaklar, hizmetler, pazara giriş, inovasyon, kalite ve arz-talep döngülerinde muazzam katkılar oluşturacağını söyledi.

Işık, Sanayi 4.0 neticesinde yaşanacak gelişmelerin sadece firmalar düzeyinde değil, bireyler üzerinde de etkilerinin olacağına dikkati çekerek, 'Düşük beceri gerektiren işlerin neredeyse tamamen otomasyon ile yapılacağı bir sürece doğru giderken, gençlerimize yeni sürece uygun nitelikler kazandırmalıyız. Devlet olarak, bir yandan sanayi sektörünü ve firmaları bu yeni sürece hazırlarken, aynı zamanda iş gücümüzü ve potansiyel girişimcilerimizi de dikkate almalıyız" dedi.

"Sanayi 4.0'ın önündeki finansman engellerini kaldıracağız"

Bakan Işık, hükümet ve bakanlık olarak bütün bu dönüşümün işaret ettiği gerçeklerin farkında olduklarını belirterek, "Bu dönüşümü temel olarak üç katmanda inceliyoruz; politika, uygulama araçları ve finansman. Politika boyutunda ilk adımı, 29.Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu (BTYK) toplantısında, yani bilim ve teknoloji politikalarımıza ait en üst düzey karar alma merciinde, 'Akıllı Üretim Sistemlerine Yönelik Çalışmaların Başlatılması' kararını alarak attık" diye konuştu.

Üretim Reform Paketinde de akıllı üretim sistemleriyle ilgili bakanlığa görev verecek yasal altyapıyı oluşturmayı hedeflediklerini ifade eden Işık, uygulama araçları boyutunda ise hem KOBİ düzeyinde hem de büyük üreticiler için akıllı üretim sistemlerine geçişi sağlayacak gerekli mekanizmaları kuracaklarını kaydetti.
Işık, finansman boyutunda ise Horizon gibi uluslararası fon mekanizmalarıyla, Kalkınma Bankası ve diğer finans aktörlerinin yapacağı iş birliğiyle gerektiğinde kamunun doğrudan desteğiyle dördüncü sanayi devrimine intibakın önündeki finansman engellerini kaldıracaklarını vurgulayarak, şunları dile getirdi:

"Özellikle risk ve girişim sermayesi fonlarını çok daha etkin ve yaygın bir hale getireceğiz. Yeni nesil dijital teknolojilerde ülkemize ciddi bir ivme kazandırmak için, çok ciddi bir gayret içindeyiz. Bu nedenle, hangi eylemleri hangi sürede hayata geçireceğimizi içeren yol haritalarımızı dikkatle ve bir gelecek vizyonuyla hazırlıyoruz. Strateji belgelerini çok önemsiyoruz.

Türkiye 2002 yılında üretimde düşük teknoloji seviyesindeydi. Yüksek teknolojili üretim çok ciddi Ar-Ge gerektiriyor. Bizim sanayideki anlayışımız yeni değişiyor. Ar-Ge'nin önemini büyük sanayi şirketlerimiz daha yeni kavramaya başladı. Ar-Ge paketine olan desteğin bizi çok memnun etti. Daha düne kadar Ar-Ge'ye para yatıramayız diyen orta ölçekli şirketler bile 'Ar-Ge merkezinde 30 kişi çalıştıracak ölçeğe ulaşmamıştık, sayının 15'e inmesi mutlu etti' diyorlar. KOBİ'ler ya Ar-Ge yapsın ya da bu hizmeti satın alsın. İşletmeler ya tasarım yapsın ya da bunu satın alsın. Artık tasarımsız katma değeri yükseltmek çok mümkün değil. Ar-Ge'siz teknoloji düzeyini yükseltmek mümkün değil."

kaynak:AA

TÜSİAD Sanayi 4.0 Raporu açıklandı. Konferansın açılış konuşmasını yapan Symes, "Sanayi 4.0 dönüşümü Türkiye'nin bugüne kadar gerçekleştiremediği atılımı gerçekleştirebilmesi için önemli bir fırsat" dedi.

TÜSİAD, dünyada iş alemindeki paradigmaları yeniden belirleyen Sanayi 4.0 konusunda hazırladığı "TÜSİAD Sanayi 4.0 Raporu"nu, "Türkiye'nin Sanayi 4.0 Dönüşümü" konferansıyla açıkladı.

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık'ın katılımıyla düzenlenen konferansta açılış konuşmasını yapan Symes, raporu, "Sanayi 4.0" konusundaki tartışmalara somut çerçeve kazandırmak için hazırladıklarını belirterek, 2008 krizinin artçılarının hala hissedildiği günümüzde Türk girişimcilerinin hiç olmadığı kadar yenilikçi olması gerektiğini söyledi.

Big Data'nın artık kalkınma programlarının etki analizinin yapılması için, Drone'ların ise Amazon ormanlarındaki ağaçlandırma çalışmaları için kullanıldığını anımsatan Symes, teknolojideki gelişmelerin yönüne işaret etti.

Teknolojik dönüşümün birçok sektörün iş yapış şeklini değiştirdiğini ifade eden Symes, Sanayi 4.0'ın iş yapış şekillerini değiştiren yönüne dikkati çekerek, "Sanayi 4.0 hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkeler için farklı fırsatlar sunuyor. Gelişmiş ülkeler Sanayi 4.0'ın sunduğu otomasyon esnekliğiyle verimliliklerini artırmayı hedefliyor. Bu şekilde sanayide azalan rekabet güçlerini yeniden kazanmayı öngörüyorlar. Yükselen ekonomiler ise Sanayi 4,0 ile daha daha yenilikçi ve katma değerli ürünler üreterek refah seviyelerini artırma fırsatlarını kovalıyorlar" diye konuştu.

"Sadece konuşuyoruz"

"Sanayinin yeni çağı yanı başımızda evrilirken bizler neredeyiz" sorusunu soran Symes, "Hepimiz açıklanan verilerden biliyoruz ki Küresel Rekabetçilik Endeksi bize Türkiye'nin rekabet etme yeteneğini geliştiremediğini açıkça söylüyor" ifadelerini kullandı.

Üretim süreçlerinde yüksek teknoloji kullanımındaki zayıflıklara dikkati çeken Symes, şunları kaydetti:

"İhracatımızda yüksek teknolojili ürünlerin payı sadece yüzde 3,7. Oysa AB'de ileri teknoloji ürünlerin payı yüzde 15. Bizde üretimin yüzde 38'i düşük teknolojiyle gerçekleşiyor, girişimlerimizin yaklaşık yüzde 60'ı düşük teknolojiyle çalışıyor. Bu tespitlerin hemen ardından iki hedefi paylaşmak isterim.

İlki, orta ve yüksek teknoloji ürünlerde Avrasya'nın üretim üssü olmak ve ikincisi, orta-yüksek ve yüksek teknolojili ürünlerde Afroavrasya'nın tasarım ve üretim üssü olmak.

Bu ifadeler 2011 ve 2015'te yayınlanan sanayi stratejilerimizin vizyonlarını oluşturuyor. Bu perspektif son 5 yıldır aslında sanayi politikalarımızın merkezinde bulunuyor. Ancak buna rağmen maalesef yüksek teknolojili ürün üretimini artıramıyoruz, sadece konuşuyoruz. Demek ki yeni bir anlayış, yeni bir yol haritası olmalı…"

"Sofistike üretimin ihtiyaç duyduğu yetkinlikler değişiyor"

Dönüşümün anlık bir gelişme değil, topyekun bir bakış açısı değişimi anlamına geldiğini vurgulayan Symes, başarı için geleceğin iş kültürünün benimsenmesi gerektiğini söyledi. KOBİ'lerin iş yapış biçimlerini geliştirememeleri halinde gelecekte işsiz kalacağını aktaran Symes, eğitim faaliyetlerinin önemine vurgu yaptı.

Sanayi 4.0'ın öncülüğünü iş dünyasının yapacağını belirten Cansen Başaran Symes, nitelikli iş gücüne talebin artacağını kaydetti. Sanayi 4.0'ın Türkiye'de istihdam dengelerini de yeniden belirleyeceğine dikkati çeken Symes, "Sanayi 4.0'ın istihdamda artışa neden olacağı hem Wold Economic Forum'un yayınlamış olduğu Future of Jobs raporunda hem de bizim raporumuzda ortaya konuyor. Elbette daha sofistike üretimin ihtiyaç duyduğu yetkinlikler değişiyor ve değişmeye de devam edecek. Biz de insanlarımızı geleceğe hazırlayacak bu yetkinliklerle donatmakla yükümlüyüz. Bu nedenle TÜSİAD olarak 'spen' alanındaki çalışmalarla bu alandaki ihtiyaca ayrıca işaret etmekteyiz" diye konuştu.

Ar-Ge Reform Paketinin sistemde oluşan aksaklıkları iyi belirlediğini anımsatan Symes, Bakan Işık'a istişare anlayışını önceleyen tutumundan ötürü teşekkür etti.

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakan Işık:
Önceki üç sanayi devrimini tribünden izledik

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, güçlü bir Türkiye inşa etme sürecinde çok kritik bir konu olan Sanayi 4.0 ile ilgili TÜSİAD’ın hazırladığı rapor için teşekkürlerini ileterek, "Her konuda birlikte hareket etmemizin, uyum içinde olmamızın çok önemli olduğuna inanıyorum. Bu açıdan, Bakanlık olarak akıllı üretim sistemlerine ve dijital teknolojilere yoğunlaştığımız bir dönemde sanayicilerimizin, ekonomi çevrelerimizin ve STK’larımızın da bu konulara yoğunlaşmalarının çok değerli bir gelişme olduğunu düşünüyorum" diye konuştu.

Türkiye'nin yüksek teknolojide üretim açığının temel sebebinin Ar-Ge olduğuna dikkati çeken Bakan Işık, "Ar-Ge yapmadan yüksek teknolojili ürün üretip satmanız mümkün değil. Bazen bedelini ödediğiniz halde bile teknolojiyi satın alamıyorsunuz yapmanız gereken tek şey kendi Ar-Ge'nizi yapmaktır. Bu söylendiği gibi kolay bir iş de değil. İlk Ar-Ge Merkezleri yasasını çıkardığımızda o dönemde Ar-Ge ile ilgili personeli 50 olarak belirlemiştik, o gün başlayan süreç bu dönemde meyvelerini vermeye başladı. TÜSİAD'ın da pekçok STK'nın da katkılarıyla hazırladığımız Ar-Ge Reform Paketi önümüzdeki süreçte Türkiye'nin kapasitesini artıracak ve üretimdeki, ihracatımızdaki yüksek teknolojili ürünlerin payını artıracak. Bugünden Ar-Ge'ye yatırım yapmak durumundayız" değerlendirmesinde bulundu.

Bakan Işık, gerek Ar-Ge Reform Paketinin gerekse Sınai Mülkiyet Kanun Tasarısının hazırlık sürecinde, özel sektör ve TÜSİAD gibi STK’larla çok yakın bir iş birliği içinde hareket ettiklerini ifade ederek, "Sanayi 4.0 ile ilgili TÜBİTAK'ın dahi yeniden yapılandırılması ile ilgili çalışmaları başlattık. TÜBİTAK'ı özel sektör ile rekabet eden, özel sektörün yapabileceği Ar-Ge'yi yapmak için devlete eleman alan bir kurum değil, aksine özel sektörün yapacağı Ar-Ge'yi sipariş ile yaptıran, özel sektörün yapamadığı temel, nitelikli, öncü Ar-Ge'yi yapan bir kurum haline dönüştürmek istiyoruz" diye konuştu.

Bakan Işık, "Sanayi 4.0" altında değerlendirilen teknolojilerle ilgili çalışmalara süratle yoğunlaşılması gerektiğini belirterek, "Önceki üç sanayi devrimini adeta tribünden izledik. Bu defa sahada oyuncu olabilmek için doğru kararlar almak ve bu kararları etkin ve hızlı bir şekilde uygulamak durumundayız" dedi.

"Kalıcı sıçrama yaptıracak hedefler koymalıyız"

Işık, 2020’de 50 milyar cihazın birbirine bağlı olacağını, 3 milyondan fazla robotun hayatlara gireceğinin tahmin edildiğini belirterek, küresel ticaretin yarısına yakınının bu dönüşümün oluşturacağı ekosistemden etkileneceğinin öngörüldüğünü kaydetti.

Işık, esas meselenin, sadece yüksek teknolojili ürünler üretmek değil, üretilen yüksek teknolojiyle yeni bir zihniyetle üretim yapmak olduğunu anlatarak, "Bu süreç, sadece belirli sektörlerdeki sanayicilerimizi değil, hangi sektörde olursa olsun tüm üreticilerimizi ilgilendirmektedir. Toplu iğne dahi üretiyor olsanız, rekabet gücünüzü korumak için üretiminizi bu yeni perspektife uyarlamak zorundasınız. Zira yeni nesil teknolojiler, tedarikten satış sonrası hizmetlere kadar üretimin her aşamasında, verimin ve kalitenin artmasını sağlayacak. Bu nedenle, güçlü olduğumuz otomotiv, makine, kimya gibi sektörlerde kalıcı sıçrama yaptıracak hedefler koymalıyız" diye konuştu.

Katma değerin düşük fakat kitlesel üretim yapılan tekstil, mobilya gibi sektörlerde ise verimliliği artıracak dijitalleşmeye hızla uyum sağlanması gerektiğini aktaran Işık, Sanayi 4.0'ın, herhangi bir sektörde, iş gücü, varlık yönetimi, kaynaklar, hizmetler, pazara giriş, inovasyon, kalite ve arz-talep döngülerinde muazzam katkılar oluşturacağını söyledi.

Işık, Sanayi 4.0 neticesinde yaşanacak gelişmelerin sadece firmalar düzeyinde değil, bireyler üzerinde de etkilerinin olacağına dikkati çekerek, 'Düşük beceri gerektiren işlerin neredeyse tamamen otomasyon ile yapılacağı bir sürece doğru giderken, gençlerimize yeni sürece uygun nitelikler kazandırmalıyız. Devlet olarak, bir yandan sanayi sektörünü ve firmaları bu yeni sürece hazırlarken, aynı zamanda iş gücümüzü ve potansiyel girişimcilerimizi de dikkate almalıyız" dedi.

"Sanayi 4.0'ın önündeki finansman engellerini kaldıracağız"

Bakan Işık, hükümet ve bakanlık olarak bütün bu dönüşümün işaret ettiği gerçeklerin farkında olduklarını belirterek, "Bu dönüşümü temel olarak üç katmanda inceliyoruz; politika, uygulama araçları ve finansman. Politika boyutunda ilk adımı, 29.Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu (BTYK) toplantısında, yani bilim ve teknoloji politikalarımıza ait en üst düzey karar alma merciinde, 'Akıllı Üretim Sistemlerine Yönelik Çalışmaların Başlatılması' kararını alarak attık" diye konuştu.

Üretim Reform Paketinde de akıllı üretim sistemleriyle ilgili bakanlığa görev verecek yasal altyapıyı oluşturmayı hedeflediklerini ifade eden Işık, uygulama araçları boyutunda ise hem KOBİ düzeyinde hem de büyük üreticiler için akıllı üretim sistemlerine geçişi sağlayacak gerekli mekanizmaları kuracaklarını kaydetti.
Işık, finansman boyutunda ise Horizon gibi uluslararası fon mekanizmalarıyla, Kalkınma Bankası ve diğer finans aktörlerinin yapacağı iş birliğiyle gerektiğinde kamunun doğrudan desteğiyle dördüncü sanayi devrimine intibakın önündeki finansman engellerini kaldıracaklarını vurgulayarak, şunları dile getirdi:

"Özellikle risk ve girişim sermayesi fonlarını çok daha etkin ve yaygın bir hale getireceğiz. Yeni nesil dijital teknolojilerde ülkemize ciddi bir ivme kazandırmak için, çok ciddi bir gayret içindeyiz. Bu nedenle, hangi eylemleri hangi sürede hayata geçireceğimizi içeren yol haritalarımızı dikkatle ve bir gelecek vizyonuyla hazırlıyoruz. Strateji belgelerini çok önemsiyoruz.

Türkiye 2002 yılında üretimde düşük teknoloji seviyesindeydi. Yüksek teknolojili üretim çok ciddi Ar-Ge gerektiriyor. Bizim sanayideki anlayışımız yeni değişiyor. Ar-Ge'nin önemini büyük sanayi şirketlerimiz daha yeni kavramaya başladı. Ar-Ge paketine olan desteğin bizi çok memnun etti. Daha düne kadar Ar-Ge'ye para yatıramayız diyen orta ölçekli şirketler bile 'Ar-Ge merkezinde 30 kişi çalıştıracak ölçeğe ulaşmamıştık, sayının 15'e inmesi mutlu etti' diyorlar. KOBİ'ler ya Ar-Ge yapsın ya da bu hizmeti satın alsın. İşletmeler ya tasarım yapsın ya da bunu satın alsın. Artık tasarımsız katma değeri yükseltmek çok mümkün değil. Ar-Ge'siz teknoloji düzeyini yükseltmek mümkün değil."

kaynak:AA